1- SOĞUK
Yazın
ortasında soğuk hakkında yazmak eğlenceli olacak :) Hey siz Türkiye’dekiler, burası
hala o kadar sıcak değil söyleyeyim, şu an ayaklarım üşüyor mesela.
Vize
işlemleri şuydu buydu derken Şubat'ın ortasını buldu gelmem. Antalya'nın
ılığından kalkıp - 15 dereceye indik. Her yer karlar altında, beyaz bir pus
bürümüş tüm şehri. Bazı şehirleri görür görmez seversiniz, gece yarısı indiğim
Moskova onlardan biri değildi ancak kardan mı, pustan mı bilinmez bir masalın
içine girmiş gibi hissettim kendimi birden, etraf sessiz.
Uçaktan
inmemle beraber bacaklarımda bir sızı hissettim. Kural 1: asla içine
çorap giymeden sokağa çıkma! Eldivenlerimi bulup giyene kadar parmak uçlarım
uyuşmuştu bile.
Havanın
soğukluğu popüler bir mekân yaratmış Moskova'da, ALT GEÇİTLER. Zaten Moskova'da
"ÜST" ten geçmek yok, yaşam alttan akıyor. Burası başka bir dünya, yiyecek,
giyecek, çiçek, tencere, tava, tornavida, iğne, iplik, kitap, ihtiyaç
duyabileceğiniz her şeyin satıldığı dükkânlar, arkadaşlarıyla bira içip sohbet
eden gençler, metroya yetişmek için koşturanlar. Dışardaki soğuğa inat bir
yaşam.
Kısa bir değerlendirme
yapacak olursak; sürekli bir giyinme-soyunma döngüsünün hayatınızı kalitesizleştirmesi
dışında soğuğun hiçbir zararı yok burada. Zira – 15 diye ne trafik aksıyor, ne
de anneler soğuk diye bebeklerini parkta gezdirmekten geri duruyor. Aksine
insanlar parklarda kayarak, biralarını karın içine koyup sohbet ederek doyasıya
tadını çıkarıyorlar soğuğun.
Mekânlar
çok kalabalık. Hele de hafta sonu akşam yemeği saati bir yere gitmeye karar
vermişseniz yarım saat kapıda beklemeden yer bulmanız imkânsız gibi. Sizi içeri
almaya karar verdiklerinde ilk adım üstünüzdeki kilolarca giysiden arınma.
Efendim ben montumu sandalyemin kenarına iliştiririm gibi bir seçim şansınız
yok, doğru vestiyere. Zinhar içeri montunuzla girmeniz yasak! Bu kurala alışmam
zaman aldığı için çok kereler kapıda uyarılmışlığım olmuştur. Eğer konser,
sergi gibi kalabalığın olduğu bir ortamdaysanız montunuzu vestiyere bırakmak ve
vestiyerden almak için ciddi süreler beklemeniz gerekebilir.
2- ÇOK PAHALI BİR
ŞEHİR
Evet,
Moskova pahalı bir şehirmiş. Bunda elbette büyük şehir olmasının da etkisi var.
Antalya’da geçinebileceğiz parayla İstanbul’da geçinemeyeceğiniz bir gerçek ve
burada da aynı matematik geçerli. Ama gerek kiralama gerekse satın alma
konusunda emlak fiyatları bu gerçekliğin dışında kalıyor diyebilirim yani
gerçekten pahalı.
Türkiye
gibi meyve sebzenin bol ve ucuz olduğu bir ülkeden gelince buradaki fiyatlar
oldukça yüksek geliyor. Mesela kışın kokteyl domatesin kg fiyatının 20 $’a
çıktığını gördüm! Neyse ki şu an normale döndü (6-7 $). Dün gezdiğim pazardaki
Azeri kadına biberin fiyatını sordum,20 ruble deyince şaşırdım (1 $=33 ruble şu
anda). Emin olmak için birkaç kez daha sorunca verdiği fiyatın 1 adet biber
için geçerli olduğunu anladım.
Meyve
sebze pahalı olduğundan dışarda yemek de pahalı. Çok sıradan iki kişilik yemek
için 25-30 $, biraz daha lezzetli bir yemek için 50-60 $ ödemeniz gerekiyor en
az.
Canlı
müzik dinlemek isterseniz minimum 20 $ giriş ödemeniz gerekiyor. Bira fiyatları
yerli ve yabancı olmasına göre 6-12 $ arasında değişiyor. Sinema bileti 10-12
$.
Anlattıklarımı
formüle dökeceksek olursak; Moskova’da bir ürüne veya bir hizmete ödeyeceğiniz
ücret Türkiye’de orta büyüklükteki bir şehirde ödeyeceğiniz TL birimin USD
karşılığı olacaktır.
Ve
burada Türkiye’den ucuz olan tek şey litresi 1 $ olan BENZİN!
3-GÜZEL KADINLAR
Moskova’da
yaşamaya başladıktan sonra Rus ırkının güzelliğine dair görüşümün değiştiğini
söylemeliyim. Rus bayanlara hayran değerli Türk erkeklerine sesleniyorum;
gerçek göründüğü gibi değil!
Antalya’ya
gelen güzel Rus bayanlar uzaydan mı geliyor bilemem ama Moskova’dan
gelmedikleri kesin. Antalya’da gördüğümüz her 10 Rus’tan 8’ i güzel diye bir
saptama yaparsak, burada ancak 2’ sinin güzel olduğunu söyleyebilirim. Bu
durumda Türk bayanları endişeye meylettirecek bir durum söz konusu
değil.(Önceki yazımda da belirttiğim gibi benim zaten böyle bir endişem yok.)
Gelgelelim yadsınamayacak bazı gerçekler söz konusu. Mesela buradaki kadınların selülit ya da geniş kalçalar gibi sıkıntıları yok çoğunlukla. Yeme alışkanlıkları, iklim farklılıkları göz önüne alındığında bu anlaşılabilir bir durum. (Et buzdolabında daha uzun süre diriliğini koruyor :)
Güzellik
konusundaki algının giyiniş tarzıyla da yakın ilişkisi var elbette. Burada kadınlar
oldukça cüretkâr giyiniyor. Mini, şeffaf ve parlak giysilerle yüksek topuklu
ayakkabılar çok yaygın. Üstelik bu yaygınlık yaş ayırımı filan tanımıyor. Geçen
gün metroda gördüğüm, altmışlarına merdiven dayamış ve tepeden tırnağa şeffaf
giyinmiş teyzenin görsel hafızamda yarattığı kalıcı hasardan bahsetmeden
geçemeyeceğim. Belli bir yaştan sonra buzdolabı bile işe yaramıyor sanırım :)
Sonuç
olarak her ırkta olduğu gibi güzeli de var çirkini de. Önemli olan
hepsinin insan olması.
4-TÜRKLERİ SEVMEYEN
RUSLAR
Buraya
geldiğimden beri Türk olmamdan ötürü herhangi bir kötü davranışla
karşılaşmadım. Büyük şehirin keşmekeşinde kimse kimseyle yakından ilgilenmiyor
aslında. Sadece onlardan daha esmer ve farklı vücut yapısına sahip olmanız
nedeniyle sizin yabancı olduğunuzu fark ediyorlar o kadar.
Bununla
beraber Moskova’da çok fazla Türki cumhuriyetlerden gelmiş insan var ve bu
insanların çoğunluğu temizlik, hizmet sektörü gibi Rusların nerdeyse hiç
çalışmadığı yerlerde çalışıyorlar. Onlara karşı geliştirmiş oldukları bir
tavır, uzak duruş var ve ben bu ön yargının fiziksel benzerliğimiz nedeniyle
buradan gelmiş olabileceğini düşünüyorum.
Onca ülke gezdiğim halde Moskova'ya gitmedim. Bilgiler için teşekkürler, gitmeliyim.
YanıtlaSilwww.celebialper.com
Kesinlikle gidilesi görülesi bir şehir, üstelik gitmek çok kolay :)
YanıtlaSil